iLÇEMiZ DOGANSEHiR

ANASAYFA
KOYUMUZ
iLiMiZ MALATYA
iLÇEMiZ DOGANSEHiR
RESiM ALBUMU
iLETiSiM
RADYO
SiZiN SAYFANIZ

iLÇEMiZi TANIYALIM

 
 
..................TARİH..................

Medeniyetlerin beşiği Anadolu'dan Malatya'nın güneybatısına doğru yolculuk yaptığınızda, sizlere Türk kültürünün en güzel mozaiği olan, Doğanşehir İlçesi karşınıza çıkacaktır.

Doğanşehir'in girişinde tarihin tüm heybetini ve geçmişin esrarengizliğini taşıyan surlar,yaşanan uygarlıklara ve günümüze tanıklık etmektedir.Adı Bizans döneminde Zibetra'dır. İster I.Alaattin Keykubat dönemindeki gibi Gülşehir, ister Osmanlı kayıtlarında ki gibi Subadra, istersenizde 1877 Rus savaşından dolayı Viranşehir olarak anın ama bu güzel şehre İsmet İNÖNÜ'nün yakıştırdığı gibi yeniden yapılanan şehir anlamındaki Doğanşehirdir.


İlçenin kuruluşu kesin olarak bilinmemesine rağmen M.Ö.66 yılları ile 395 yılları arasında Roma İmparatorluğunun elinde kaldığı çeşitli tarih incelemelerinin sonunda elde edilmiş bir gerçektir.İlçe merkezinde zamana meydan okurcasına ayakta kalan surlar üzerinde yapılan incelemelerde beşgen plan üzerine kurulmuş olduğu ve dört kapısının olduğunu, bunun amacının ise şehir savunmasına yönelik askeri bir savunmaya neden olarak yapıldığı açıklanmıştır. Kadılı(Sancar),Eskiköy(Erkenek),ve Polat'da bulunan şu anda harabe görünümünde bulunan gözetleme kuleleri bölgenin askeri üst olarak kullanıldığını ve eski yerleşim merkezlerinin de buralar olduğunu gösteren kuvvetli delillerdir.

Roma devrinden kalma kilise kalıntısı da Roma İmparatorluğunun Hırıstiyanlığı Asya'ya yaymak emeli ile bu kalenin yapıldığını göstermektedir.

395-656 yıllarında ise Bizans İmparatorluğunun elinde kalan ilçe bu dönemdeki adı Züpetra(Zapetra,Zipetra-Subadra) olarak geçmektedir. Bu döneme ait ilçe merkezinde ortaya çıkan sikkelerde bu isim gayet net bir şekilde görülmüştür.

656-758 tarihleri arasında ilçe Malatya ve çevresi ile Emevilerin eline geçmiştir.İslam medeniyetinin zirvede olduğu bu dönemlerde özellikle 758 Abbasi Halifesi Harun Reşit zamanında ilçe baştan başa imar ettirilerek,Türk İslam felsefesinin en güzel örnekleri ve mimarisi olarak ilçeye nakş edilmiştir.

Anadolu yüzyıllarca istilalara uğramış.İlçemizde 877 yılında Bizans İmparatoru THEOPHİLOJ tarafından istila edilerek yakılıp yıkılmıştır. Aynı tehlikeyi Malatya üzerine de salmış ve Malatya emirine elçi gönderen İmparator Malatya teslim edilmezse orayı da Zipetra'ya çevireceğine dair tehditler savurmuştur. Yaklaşan Arap tehlikesinden çekinerek 934 tarihine kadar ilçeyi Araplara teslim etmek zorunda kalmıştır.

Bir müddet Arap medeniyeti altında kalan ilçe bu defa Danişmentlilerin eline geçer.Danişment melikinin 1139'da Kilikya seferine ikinci kez çıkışını fırsat bilen Bizans İmparatoru ilçeyi yeniden alabilmek için harekete geçecektir ancak Kilikya seferini başarıyla tamamlayan Danişment meliki Kasionas bölgesiyle, Karadeniz sahillerini feth edip güneye Elbistan ve Zipetra bölgelerini yeniden ele geçirmişitr.1140

Yıl 1157 Malatya ve çevresinin Sultan Kılıçarslanın eline geçmesinden huzursuz olan olan Danişmentliler 1171'de Malatya ve çevresini tekrar ele geçirmek için harekete geçerler.1137'de Besni,Ğölbaşı ve Zibetrayı tekrar alırlar. Selçuklu ve Haçlı baskısına dayanamayan Danişmentliler barış istemek zorunda kalırlar ve 1226'ya kadar bölgede Danişment medeniyeti sürdürülerek buralara yol,çeşme,kervansaray gibi yapılara Türk medeniyetinin ölmez eserleri olarak donatılmıştır.

Anadolu'nun Türkleşmesinde ve bu medeniyetin dünyaya duyurulmasında en önemli yere sahip olan Selçuklu Devleti Sultan I.Alaatin Keykubat döneminde altın yıllarını yaşamış,ilçemizde bu dönemin nimetlerinden en iyi şekilde istifade etmiştir.

Devrin muhteşem hükümdarı I.Alaatin Keykubat 1236 Halep Şehrinde hastalanınca (Keykubat Bin Hüsrev) hekimleri ona Zipetra'da istirihat etmesini tavsiye eder.İnce nastalığa düşen sultana hekimler.

Gülşehri al abad eyle
Orda istirahat eyle
Tavsiyesinde bulununca 1226 yılının Ağustos ayında Sultan Keykubat ilçeyi ele geçirerek Bizans ve Arap çatışmalarında hasar gören ilçeyi baştan başa ilar etmiştir.Bugün dahi ayakta bulunan doğu ve kuzey kısmına,ikinci kat suru çekilmiştir. Şimdiki Merkez Camiinin bulunduğu yere bir camii yaptırılmıştır. Yaptırdığı surun Malatya istikametine açılan kapının üzerine "Hüsrev bini Keykubat" yazılı kitabeyi koydurmuştur. Bu kitabe burdan sökülerek şimdiki Sürgü Karakol binası üzerine konulmuştur. Ne acıdır ki eski karakol binası sökülünce kitabede tarihe karışmıştır.

Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra Malatya istikametine doğru saldırıya geçen Memluklu ordusu Halep,Antep,Raban ve Göksu'yu geçip Adıyaman'ı sağlarında bırakarak 27 Nisan 1315'de Zipetra-Gülşehrine geldi Memluklu ordusu geçtiği yerleri yağmalayarak Malatya'ya ulaştı.

Malatya emeri Ali Bahadır Malatya halkının arzusu ile Anadolu Selçuklu Sultanı İzettin Keykavus'a bağlandı. Türkmenler Malatya ve Zipetra şehrine yerleştiler.

1319 yılında sonra Gülşehir Besni'ye bağlı olarak idare edilmeye başlandı. Bu durum 1855 yılına kadar devam etti.

İlçenin kavşak noktası ve ticaret merkezi olan Halep yolu üzerinde bulunması bir nevii istilalara davetiye çıkarmıştır.

1398 yılında Yıldırım Beyazıt ilçeyi Osmanlı topraklarına katmıştır. Ve buraya sipahizade ünvanı vererek idare edilmiştir.Gülşehir ardı arkası kesilmeyen istilaların birini de 1401 yılının Temmuz ayında yaşayacaktır. Gülşehir yakılıp yıkılan anlamındaki tarihindeki en acı sıfatı alarak Viranşehir olarak anılmaya başlanacaktır.

Cihan hakimiyeti adı altında geçtiği yerleri kana bulayan Moğol saldırıları Viranşehri'de kasıp kavurmuştur. İnsanlar bu döneme ait katliamı yüzyıllarca bir kabus gibi kuşaktan kuşağa aktarmışlardır. Anadolu insanı uzun yıllarca Moğol katliamlarına duydukları nefretten dolayı çocuklarına Cengiz, Hülgü, Kubilay,İlhan,Timur isimlerini koymamışlardır.

Timur dönemi istilasının yanında, Viranşehirin büyük bir yangın felaketi de geçirdiği yapılan kazılar esnasında rastlanan yanmış insan ve hayvan cesetlerinden anlaşılmaktadır. Kanıt olarak üzerinde "Lailaheillalah, ibnu Sultan" yazılı taşların bulunuşu ve çarşı camiinin mihrabında ki taşta; "İbni Şemun,haliledel ahusul tanatihur ağabeyulahir." şeklindeki ibare bu kanıtlardandır.

Timur bölgeden çekilmesiyle ilçeye Dulkadiroğulları egemen olmuş bugün halen bu soyadı taşıyan kabilelerde yer almaktadır. Yavuz Sultan Selim 1515 yılında Mısır seferi dönüşünde, Viranşehiri Dulkadiroğlları'ndan alarak, tamamen Osmanlı topraklarına katmıştır.

1524 yılında ki Osmanlı sayımlarında Subadra adıyla Besni'ye bağlı olarak bir sipahizade olarak geçmektedir. Bu zamanda ilçe nüfusu bir sipahizade 1 köy ve 9 hane nüfus, Erkenek 1 köy 35 hane nüfustur.

1560'larda Subadra 31 hane, Erkenek 61 hane nüfusludur. 1851 yıllarına kadar Besniye bağlı olarak idare edilen ilçe toprakları, Besni beyleri tarafından tarım alanı olarak kullanılmıştır.

1855 yılında Sürgü nahiyesine bağlanan ilçe, 1929 yılına kadar Sürgü Nahiyesine bağlı olarak kaldı. 1877 tarihinde Rusların Kars ve Artvin bölgelerine gelerek, Müslüman halka zulüm yapmalarından dolayı, devlet tarafından 120 hane vatandaş, önce Malatya'ya daha sonrada Viranşehir'de iskan ettirilmek üzere gönderilmiş ve yerleştirilmiştir. Poskov'un aşağı Ceberya köyünden Malatya istikametine göçe çıkarılanların ardından derin üzüntüye kapılan köy halkı, üzüntülerini aşık topçu Güftari vasıtası ile şöyle dile getirmişlerdir.

Zapteyledi beni asfer cihanı
Şimdiki hal meydan küfara kaldı
Beyan etti türlü türlü emanet
İslam olan game efkara kaldı.
Kuramadım düşman ile savaşı
Akıttı gözlerim kan ile yaşı.
Daim içimde sönmez ataşı
Sevdiğim vatanım ağyara kaldı.
Adına göçedenler manasına gelen muhacir dediğimiz, Kars ve Artvin'den gelerek ilçeye yerleşenler bıraktıkları köylerini yaşatmak amacı ile beş mahalle kurmuşlar ve eski köylerinin adını koymuşlardır. Bunlar: Golishallı, İmehev, Daşobası, Caborya, ve Şavşat'tır.

1855 ten 1924 e kadar Sürgüye bağlı olan ilçenin o zaman ki nahiyesi Sürgü, kaza Besni, mutasarraflık Malatya vilayeti ise Harput idi.1924 'te ilçe Nahiye merkezi olmuştur. 1929 yılında ise ilçe merkezinde ise demiryolunun geçmesinden sonra, ilçe Besni'den ayrılarak Akçadağ'a bağlanmıştır

1933 yılında yıkık bir şehir olan Viranşehir'in makus talihi değişecek Başbakan İsmet İNÖNÜ'nün ziyareti sonucunda "Böyle güzel bir şehre Viranşehir adı yakışmaz burası olsa olsa Doğanşehir olur" diyerek kayıtlara resmen adı olarak DOĞANŞEHİR olarak geçmiştir.

1946 yılında Akçadağ ilçesinden ayrılarak Malatya iline bağlanmış ve ilçe ünvanını almıştır. İlçenin ilk belediyesi 1946 yılında kurularak Belediye Başkanlığına Esat DOĞAN seçilmiştir. 1943 yılında ilçeye gelen Malatya Valisi Ahmet KINIK kasabanın ileri Akmail Hanedanından Velioğlları sülalesinden (240 yıl evvel geldikleri tahmin ediliyor) Polat'tan Vaiz Şahin Esat, Mustfa Rıdvan Doğan ileri gelen şahsiyetleri ilçenin altyapı çalışmalarına maddi ve manevi destek vereceklerine dair söz vermişlerdir.

Bugün 2004 tarihi itibarı ile gelişen çağın gereklerine uygun olarak yapılan alt yapı çalışmaları ile şehir modern bir görünüm almıştır. Doğanşehir'liler karşılarına çıkan fırsatları değerlendirerek çağın nimetlerini ilçeye ulaştırmaktadırlar.





............coğrafya............



Doğanşehir Malatya'nın güneybatı yönüne düşer, doğusunda ve güneyinde Adıyaman'ın Çelikhan İlçesi, batısında K.maraş'ın Elbistan İlçesi, kuzeyinde Malatya'ya bağlıolan Akçadağ İlçesi ve Kuzeydoğusun' da Malatya'ya bağlı Yeşilyurt İlçesi bulunmaktadır. 38-06 Doğu Meridyeni, 37-52 Kuzey Paralelleri üzerinde toplam 1290 km yer kaplamaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1252 m. yüksekliktedir


Doğusunda Kazıyan ve Kurudağ 2100 m batısında Nurhak 2600 m Kurudan 2350 m güneyinde Atoğlu Dağları vardır.

İlçede Sürgü Çayı, Büyük Kurtluca Çayı, Polat Deresi, Erkenek Deresi, Tobük Çayı ve Sancar Çayı yörenin akarsularıdır. Polat ve Sürgü Barajları ve Suçatı Regületörü sulama amaçlıdır.

Doğanşehir'in Sürgü, Polat ve Erkenek Ovalarında hemen hemen her türlü tarım yapılmaktadır.


Karasal iklimin hüküm sürdüğü Doğanşehir'de yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. İlçede en düşük sıcaklık -26 C en yüksek sıcaklık ise +38 C derece olarak görülmüştür. Metrekareye düşen yağış miktarı 450 kg'dır.

İlçede elverişli tarım arazisi 15.977 hkt.Ormanlık alan 13.282 hkt., tarıma elverişli olmayan alan ise 89.741 hkt.dır. Ormanlık alan Kapıdere, Suçatı ve Eskiköy civarındadır. İlçenin değişik yörelerinde meşe, söğüt, kavak bol miktarda meyve ağacı olarak kaysı, bulunmaktadır. Son yıllarda alternatif tarım ürünü olarak bol miktarda elma ağacı dikilmiştir. Ayrıca çilek üretimi de hızlandırılmıştır.

I.derece deprem kuşağında olan ilçe en son 1986 yılında, 5,6 şiddetinde deprem yaşamıştır. Müteakip zamanlarda ise deprem kuşağı üzerinde bulunan ilçe maddi ve manevi zararlara uğramıştır.


.............ULAŞIM................


İlçenin 3 km doğusunda Malatya-Adana karayolu geçmektedir. İlçenin karayolu ulaşımı bu yol ile sağlanır.Adana istikametine ise Sürgü yönünde 8 km.'lik bir yolla Malatya-Adana yoluna bağlanır.

İlçeden Malatya istikametine her gün sabah 06:00'dan akşam 19:00'a kadar araba bulmak mümkündür. Akşam 19:00'dan sonra ise Adana Mersin istikametinden gelip Malatya istikametine giden şehirlerarası otobüslerden yararlanılır. Bunların dışında karayolu ile günün ve gecenin bütün saatlerinde özel olarak tutulan taksilerle ulaşım sağlanır.

İlçenin Demiryolu ulaşımı ise günde her iki yöne ikişer adet yolcu treni vasıtası ile yapılır.Bu trenler Malatya'dan Adana istikametine 09:30 ekspres tren 22:00 de posta treni, Adana-Malatya istikametine ise gece 03:00 da post 16:30 da da ekspres tren bulunur. 1928 yılında Fevzipaşa-Malatya demiryolu, insan taşımacılığının yanında yük ve hayvan taşımasında da ilçenin ulaşım sorununa katkıda bulunmaktadır.

Köylerle bağlantı ise günün belirli saatlerinde köylere işleyen çeşitli taşıtlarla yapılmaktadır. Bazı köylerin yolları kış aylarında kardan kapanmaktadır. İlçeye bağlı yolsuz köy kalmamıştır. Malatya-Doğanşehir karayolunun ise kış aylarında kapanması söz konusu değildir.

Kapıdere, Kadılı, Elmalı gibi köylere ulaşımlarının büyük bir bölümünü demiryolu ile yapılmaktadır. Malatya istikametinde ise Suçatı köyü Doğanşehir'le olan ulaşımını genellikle demiryolu ile sağlamaktadır.


...........TURİZM...........



İlçenin eski bir yerleşim yeri olmasından dolayı tarihi ve doğanın bahşetmiş olduğu bir çok güzellikler vardır. Bu güzellikler gezilip görülmeye değer yerlerdir.
İlçe Merkezindeki eski tarihi surlar ve kalıntıları Günedoğru Köyündeki maden suyu(içmeler)
Doğanşehir afet evleri, çay kenarı tarihi değirmen Söğüt Kasabası Kesme, Uzun ve Kurt Mağaraları
Doğanşehir eski elektrik santrali ve yıkık değirmen mevkii Söğüt Kasabası ile Kadılı Köyü arasındaki höyük tepe
Doğanşehir Oba Köyleri, Kurudağ yer altı sarnıcı Söğüt Kasabası Tayyurt Mevkii
Doğanşehir Oba Köyleri, Kurudağ Mevkiindeki Muratlar Mağarası Söğüt Elmalıdereresi Kaynak Suları
Polat Kasabası Damlataş Mağarası Topraktepe Köyü Kayapınar Mevkii ve kaynak suları
Polat Barajı ve Kurtluca Mevkii Eski İpek Yolu Söğüt Kasabası ile Kadılı Köyü arasındaki Gavur Damı Mevkii
Polat Kasabası Kral Tepesi Büyük ve Küçük Kozluk Mevkii Orman Mağaraları
Yolkoru Köyü Çankazan Mevkii ve Pınargözü Mevkii Suça Köyü Meletdere Mevkii
Erkenek Kasabası Sakaltutan Mevkii Hampınar Orman alanı
Erkenek Kasabası Eski Elektrik Santrali Sancar Mevkii
Sürgü Kasabası Takas mesire ve eğlence yeri
Sürgü Kasabası Pınarbaşı mevkii ve piknik yeri
Sürgü Barajı ve dolu savak bent kısmı

YEŞİLLİKLER BELDESİ DOĞANŞEHİR

Medeniyetlerin beşiği Anadolu,dan, Malatya’nın güneybatısına doğru yolculuk yaptığınızda, sizlere Türk kültürünün en güzel mozayiği olan, Doğanşehir ilçesi kapılarını açacaktır .

Doğanşehir’in girişinde tarihin tüm heybetini ve geçmişin esrarengizliğini taşıyan surlar, geçen zamanda yaşanan uygarlıklara ve günümüze taşınan kültüre şahitlik etmektedir. Tarihin güzellikleri içerisinden gelen sese kulak verdiğinizde şehir Bizans döneminde Zibetra’dır. İster I. Alaaddin Keykubat dönemindeki gibi Gülşehir, İster Osmanlı kayıtlarındaki adıyla Subadra, isterseniz de 1877 Rus Savaşından dolayı Viranşehir olarak anın. Ancak bu güzel şehr yakışan en güzel isim İsmet İNÖNÜ’ nün yakıştırdığı gibi yeniden doğan ve yapılanan şehir anlamındaki Doğanşehir dir. İlçenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemesine rağmen M.Ö 66 yılları ile 395 yılları arasında Roma İmparatorluğunun elinde kaldığı çeşitli tarih incelemelerinin sonunda elde edilmiş bir gerçektir.Yine ilçe merkezinde, bugün kalıntıları zamana meydan okurcasına ayakta kalabilmiş şehir tarihine ışık tutmuştur. Yapılan incelemeler, beşgen plan gösteren surun dört kapısının olduğunu, bunun amacının ise şehir savunmasına yönelik askeri bir savunmaya neden olarak yapıldığı açıklanmıştır. (Kadılı ) Sancar, (Eskiköy) Erkenek ve Polat’ta bulunan şu anda harabe niteliğinde bulunan gözetleme kuleleri bölgenin askeri üst olarak kullanıldığını ve en eski yerleşim merkezlerinin de buralar olduğunu gösteren en kuvvetli delillerdir.

Roma devrinden kalma kilise kalıntısı da Roma İmparatorluğunun, Hristiyanlığı Asya’ya yaymak emeli ile bu kalenin yapıldığını göstermektedir.

395-656 yıllarında ise Bizans İmaparatorluğunun elinde kalan ilçenin bu dönemdeki adı Züpetra (Zapet Zipetra- Subadra ) olarak geçmektedir. Bu döneme ait ilçe merkezinde çıkan zikkelerde bu isim gayet net bir şekilde görülmüştür.

Tarihler 656-758 ‘ i gösterdiğinde Malatya ve çevresiyle birlikte, ilçe Emevilerin eline geçmiştir. İslam medeniyetinin zirvede olduğu bu dönemlerde özelliklede 758 Abbasi Halifesi Harun Reşit zamanında ilçe baştan başa imar ettirilerek, Türk İslam felsefesinin en güzel örnekleri ve mimarisi olarak ilçeye nakşedilmiştir.

Anadolu yüzyıllarca istilalara uğramıştır. İşte ilçemiz de 877 yılında Bizans İmparatoru THEOPHİLOJ tarafından istila edilerek yakılıp yıkılmıştır. Aynı tehlikeyi Malatya üzerine de salmıştır. Malatya emirine elçi gönderen imparator, Malatya teslim edilmezse orayı da Zibetra’ya çevireceğine dair tehditler savurmuştur. Ancak yaklaşan Arap tehlikesinden çekinerek 934 tarihine kadar ilçeyi Araplara teslim etmek zorunda kalmıştır.

Kısa bir müddet Arap medeniyetinde kalan ilçe, bu defa da Danişmentlilerin eline geçer. Danişment melikinin 1139 da Kilikya seferine ikinci kez çıkışını fırsat bilen Bizans imparatoru ilçeyi yeniden alabilmek için, harekete geçecektir. Ancak Kilikya seferini başarıyla tamamlayan, Danişment meliki Kasionas bölgesiyle, Karadeniz sahillerini fethedip güneye Elbistan ve Zibetra bölgelerini yeniden ele geçirmiştir.(1140)

Yıl, 1157. Malatya ve çevresinin Sultan Kılıçarslan’ın eline geçmesinden huzursuz olan Danişmentliler 1171’de Malatya ve çevresini tekrar ele geçirmek üzere harekete geçtiler. 1173’te Besni, Gölbaşı ve Zibetra’yı tekrar aldılar. Selçuklu ve Haçlı baskısına dayanamayan Danışmentliler barış istemek zorunda kaldılar ve 1226’ya kadar bölgede Danişment medeniyeti hüküm sürdürülerek buralar yol,çeşme, kervansaray gibi yapılarla Türk medeniyetinin ölmez eserleri olarak donatıldı.

Anadolu’nun Türkleşmesinde ve bu medeniyetin dünyaya duyurulmasında en önemli yere sahip olan Selçuklu Devleti Sultanı I. Aladdin Keykubat döneminde altın yıllarını yaşamış, ilçemizde bu dönemin nimetlerinden en iyi şekilde istifade etmiştir.

Devrin en muhteşem hükümdarı I. Alaaddin Keykubat 1226 Halep şehrinde hastalanınca (Keykubat Bin Hüsrev ) hekimleri ona Zibetra’da istirahat etmesini tavsiye eder. İnce hastalığa düşen sultana hekimler:

Gül şehri al âbad eyle

Orda istirahat eyle

tavsiyesinde bulununca 1226 ağustosunda Sultan Keykubat ilçeyi ele geçirerek Bizans ve Arap çatışmalarında hasar gören ilçeyi baştan başa imar ettirmiştir . Bugün dahi ayakta bulunan şehrin doğu ve kuzey kısmına, ikinci kat suru çekilmiştir. Şimdiki merkez camiinin bulunduğu yere bir cami yaptırılmıştır. Yaptırdığı surun Malatya istikametine açılan kapısının üzerine “ Hüsrev bin Keykubat” yazılı kitabeyi koydurmuştur. Bu kitabe sonraları buradan sökülerek şimdiki Sürgü karakol binası üzerine konulmuştur. Ne acıdır ki eski karakol binası sökülünce bu kitabe de tarihe karışmıştır.

Birinci Alaaddin Keykubat ilçeyi, muhteşem bir yapılanmayla yeniden hayata geçirdiği için şehir diyardan diyara Gülşehir olarak nam salmıştır.

Ancak biliyoruz ki devletlerin kaderi insanlara benzer: Kurulur, yükselir ve yıkılır. Selçukluların taht kavgalarını yaşadığı, parçalanma döneminden, Gülşehir de nasibini alacak. (1308) Bu aşamadan sonra şehir bir müddet kendi kaderine terk edilecektir.

Yaşanan bu muhteşem yükseliş döneminin ardından Gülşehir artık istilalar dönemine girecektir.

Selçuklu devletinin yıkılmasından sonra Malatya istikametinde saldırıya geçen Memlüklü ordusu Halep, Antep, Raban ve Göksuyunu geçip Adıyaman’ı sağda bırakarak 27 Nisan 1315’te Zibetra- Gülşehir’e geldi, geçtiği yerleri yağmalayarak Malatya’ya ulaştı.

Malatya’ya emir olarak yerleşen Ali Bahadır, Malatya halkının arzusu ile Anadolu Selçuklu sultanı İzzetin Keykavus’a bağlandı, bu aşamadan sonra Keykavus’a bağlı Türkmenler Malatya ve Zibetra şehrine yerleştiler.

1319 yılından sonra, Gülşehir Besni’ye bağlı olarak idare edilmeye başlandı. Bu durum 1855’e kadar devam etti.

İlçenin kavşak noktası ve ticaret merkezi olan Halep yolu üzerinde olması, bir nevi istilalara davetiye çıkarmasına neden olmuştur.

Beylikten devlete, devletten imparatorluğa yükselen Osmanlı, Üç kıtaya yayılan, geçtiği yerlerde toprakların yanında, insanların gönüllerini fetheden Osmanlı, her biri Yıldırım kadar hızlı ve gururlu, Yavuz kadar vakur ve kararlı, Fatih kadar fethetmeyi seven ve ileri görüşlü, Kanuni kadar otoriter ve muhteşem Osmanlı, Neşri tarihine göre Osmanlı tarih sahnesine bakıldığında, 1398 yılında Yıldırım Bayezıt ilçeyi Osmanlı topraklarına katmıştır. Ve buraya Sipahizade unvanı verilerek idare edilmiştir. Gülşehir ardı arkası kesilmeyen istilaların birini de 1401 yılında temmuz zamanında yaşayacaktır. Gülşehir yakılıp yıkılan şehir anlamındaki, tarihindeki en acı sıfatı alarak Viranşehir olarak anılacaktır.

Cihan hakimiyeti adı altında, geçtiği yerleri kana bulayan Moğol saldırıları, Viranşehir’ide kasıp kavurmuştu. İnsanlar bu döneme ait katliamı yüzyıllarca bir kabus gibi nesilden nesle aktarmışlardır. Hatta öyle ki Anadolu insanı uzun yıllarca Moğol katliamlarına duydukları nefretten dolayı çocuklarına, Cengiz, Hülgü, Kubilay, İlhan, Timur isimlerini koymamışlardır.

Timur dönemi istilasının yanında, Viranşehir’in büyük bir yangın felaketi de geçirdiği kazılar sırasında rastlanan yanmış insan ve hayvan cesetlerinden anlaşılmaktadır. Yine kanıt olarak üzerinde: “Lailaheillallah, ibnu Sultan yazılı taşların bulunuşu ve çarşı caminin mihrabındaki taşta: “İbni Şemun ,haliledel ahusul tanatihur ağabeyulahir” şeklindeki ibare bu kanıtlardandır.

Timur’un bölgeden çekilmesiyle ilçeye Dulkadiroğulları egemen olmuş bugün halen bu soyadını taşıyan kabilelerde yer almaktadır. Yavuz Sultan Selim 1515 yılında Mısır seferi dönüşünde, Viranşehir’i Dulkadiroğullarından alarak, tamamen Osmanlı topraklarına katmıştır.

Felaketleri başından eksik olamayan Viranşehir bu dönemde daha da bakımsız kalacak, Romalılardan kalma kilise, Selçukluluardan kalma cami ve hamamla birlikte surlar da tahrip olarak bataklığa dönüşecektir.

1524 yılındaki Osmanlı sayımlarında Subadra adıyla Besni’ye bağlı bir sipahizade olarak geçmektedir. Bu zamanda ilçe nüfusu bir sipahizade, 1 köy ve 9 hane nüfus. Erkenek 1 köy 35 hane nüfus.

1560’larda Subadra 31 hane, Erkenek 61 hane nüfusludur. 1851 yıllarına kadar Besni’ye bağlı olarak idare edilen ilçe toprakları, Besni beyleri tarafından tarım alanı olarak kullanılmıştır. Bu dönemde yaşanmış bir rivayete göre ilçe halkı Besni beylerine her sene ikramda bulunmak üzere tereyağı verirlermiş. Bu uygulamadan rahatsız olan halk, yağı vermemek için, Besni beylerinin yanına giderler.Beyin heybetli kükreyişinden korkan ve asıl maksatlarını anlatamayan köylüler, Bey: - Neye geldiniz? dediğinde korkudan kararlarını değştirirler ve -Beyim yağ ernik mi ? Kere mi olsun!  (Kere tuzsuz yağ) derler. Bey yandakilerine danışır hangisi daha iyi olur. Yanındakiler beyim ernik daha iyi olur derler ve köylüler evlerine dönerler. Çevredekiler sorarlar ne yaptınız? Onlar da! Kereyi ernik ettik derler. Bu gün halen becerilemeyen işi anlatmak için bu cümle kullanılmaktadır.

1555 yılında Sürgü nahiyesine bağlanan ilçe, 1929 yılına kadar Sürgü’ ye bağlı kaldı.

1877 tarihinde Rusların Kars ve Artvin bölgelerine gelerek, müslüman halka zulüm yapmalarından dolayı, devlet tarafından 120 hane vatandaş, Viranşehir’e iskan ettirilmek üzer gönderilmiştir. Bunlar önce Malatya’da iskan ettirilmişler daha sonra da Viranşehirli adıyla ilçeye yerleştirilmişlerdir. Poskov’ un aşağı  Caberya köyünden Malatya istikametine göçe çıkarılanların ardından derin üzüntüye kapılan köy halkı, üzüntülerini aşık topçu Güftari vasıtasıyla şöyle dile getirmişlerdir.

Zapteyledi beni asfer cihanı- Şimdiki hal meydan küfara kaldı.

Beyan etti türlü türlü emanet- İslam olan game efkara kaldı.

Kuramadım düşman ile savaşı- Akıttı gözlerim kan ile yaşı.

Daim içimde sönmez ataşı-Sevdiğim vatanım ağyara kaldı.

Adına göç edenler manasındaki muhacir dediğimiz, Kars ve Artvin’den gelerek ilçeye yerleşenler burada bıraktıkları köylerin adını yaşatmak amacıyla beş mahalle kurmuşlar ve eski köylerinin isimlerini vermişlerdir. Bunlar: Golishallı, İmehev-Daşobası, Caborya ve Şavşat’tır.

Bunların yerleşmesinden sonra, her aileye devlet tarafından yapılmış 6 adet tapulu 6 da tapusuz arazi verilmiştir. Muhacirler ve çevre köyler arasındaki arazi anlaşmazlığı sık sık kavgalara dönüşse de kız alışverişleri ve devlet güçlerinin araya girmesiyle barış ve huzur ortamı sağlanmıştır.

1855’ten 1924’e kadar Sürgü’ye bağlı olan ilçenin o zamanki nahiyesi Sürgü kaza Besni, Mutasarrıfluk Malatya vilayeti ise Harput idi. 1924’te ilçe nahiye merkezi olmuştur. 1929 yılında ise ilçe merkezinde ise demiryolunun geçmesinden sonra, ilçe Besni’den ayrılarak kaza olarak Akçadağ ilçesine bağlanmıştır.

1933 yılında yıkık şehir olan Viranşehir’in makus kaderi değişecek Başbakan İsmet İnönü’nün ziyareti sonunda: - Böyle güzel bir şehre Viranşehri adı yakışmaz burası olsa olsa Doğanşehir olur, diyerek kayıtlara resmen adı Doğanşehir olarak geçmiştir.

1946 yılında Akçadağ ilçesinden ayrılarak Malatya iline bağlanmış ve ilçe ünvanını almıştır. İlçenin ilk belediyesi 1946 yılında kurularak belediye başkanlığına Esat Doğan seçilmiştir. 1943 yılında Doğanşehir’e gelen Malatya Valisi Ahmet Kınık kasabanın ileri gelenlerinden Akmali Hanedanından Velioğlulları sülalasendan (240 yıl evvel geldikleri tahmin ediliyor) Polat’tan Vaiz Şahin Esat, Mustafa Rıdvan Doğan  ileri gelen şahsiyetleri ilçe için altyapı çalışmalarına maddi ve manevi destek vereceklerine dair söz vermişlerdir.

Niğdeli olan Malatya valisi bölgede fasulye ticaretini geliştirme amacına yönelik öneriler sununca dermason fasulyenin daha verimli olduğu anlatılmıştır. Ancak tohum problemi olduğundan bu girişim sağlanamamıştır. Bu arada Vaiz Şahin Niğde’nin Dermason köyüne giderek 100 kilo dermason fasulye getirmiş, böylece Türkiye’de dermason fasulyenin en önemli yetiştirme yeri olan Doğanşehir’e en önemli tarım hizmetini getirmiştir. Biz de bu hizmetinden dolayı, merhum Vaiz Şahin’i rahmetle anarak saygıyla yad ediyoruz.

İlçenin imarı konusunda, 1975’ten beri İstanbul ihracatçılar birlikleri başkanlığı görevini yürüten Muammer Şahin, ilçemiz Polat kasabasına yapılması kararlaştırılan Polat Barajının yapılması için, gerekli ivediliği göstermiştir. Hizmetlerinden dolayı kendilerini hürmetle yad ediyoruz.

Bu gün 2003 tarihi itibariyle giderek gelişen çağın gereklerine uygun olarak yapılan alt yapı çalışmalarıyla, şehir modern bir gürünüm almıştır. Ulu Önder Atatürk, vatan sevgisinin ülkeye hizmetle ölçüldüğünü belirtmiştir. Bu bağlamda tüm Doğanşehirliler karşılarına çıkan fırsatları değerlendirerek, çağın nimetlerini ilçeye ulaştırmaktadırlar.

Birgün yolunuz Doğanşehir’den geçerse, Erkenek’in o buz gibi suyundan içmek için Sakaltutan’da alabalık yemek için Sürgü Takaz’da, çilek yemek için Fındık’ta,tarihe derin ve köklü bir yolculuk yapmak için Polat’ta.  Aslında Doğanşehir’in her yerinde sizlerin yüreğindeki sevgiyi paylaşmak isteyen binlerce Doğanşehirli bekliyor.

Yolu sevgiden geçen herkesle birgün Doğanşehir’de bulunmak dileğiyle…



TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ YERİ :



Malatya’nın güneybatı yönüne düşer, doğusunda Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi, batısında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi, güneyinde Adıyaman’ın ilçeleri,kuzeyinde Akçadağ, kuzeydoğusunda Yeşilyurt ilçeleri bulunmaktadır.

38, 06 Doğu meridyeni, 37, 52 Kuzey parelelleri üzerinde toplam 1290 km2 yer kaplamıştır. Deniz seviyesinden ise 1252 m.yüksekliktedir.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

DAĞLARI :Doğusunda Kazıyan ve Kurudağ (2100 m.)batısında Nurhak (2600m.) Kurudan (2350m.) Güneyinde ise Atoluğu Dağları vardır.

OVALARI: Yeşillikler beldesi Doğanşehir in: Sürgü, Polat ve Erkenek Ovaları güzelliğine güzellik katmaktadır.

AKARSU VE BARAJLARI: İlçemizde Sürgü çayı, Büyük Kurtluca Çayı, Polatderesi, Erkenek Deresi ve Topbük Çayı, Sancar Çayı yörenin akarsularıdır. Polat ve Sürgü barajları ve de Suçatı Regilatörü sulama amaçlı kullanılmaktadırlar.

JEOLOJİK YAPISI: I. derece deprem kuşağında olan ilçe en son 1986 yılında, 5,6 şiddetinde deprem yaşamıştır. Müteakip zamanlarda ise deprem kuşağı gereğince çok sayıda maddi ve insani hasarlara uğramıştır.

İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ : Karasal iklimin yaşandığı Doğanşehir’de yazlar sıcak ve kurak, ortalama 24,25 C, kışlar soğuk ve kar yoğunluğunda geçer. Yazın ise yayla serinliğindedir. Şimdiye kadar yaşanan en düşük ısı, - 26 en yüksek ısı ise + 38 C olarak tespit edilmiştir. M2 ‘ye düşen yıllık yağış miktarı ise 450 Kg. civarındadır.

İlçemizde tarıma elverişli arazi 15. 977 hkt., ormanlık alan 13.282 hkt., tarıma elverişli olmayan arazi ise, 89. 741. Hkt. dır. Ormanlık alan Kapıdere, Suçatı ve Eskiköy civarıdır. İlçemizin değişik yörelerinde, Meşe, söğüt,kavak, bol miktarda meyve ağacı özellikle de kayısı bulunmaktadır. Son yıllarda alternatif tarım ürünü olarak bol miktarda elma ağacı dikilerek yine çilek üretimi hızlandırılmıştır.

İLÇEMİZDE ULAŞIM: İlçemiz Malatya-Gaziantep karayolu uzaklığına 4 km.dir. Şehirlerarası çalışan otobüsler ilçeye uğrayarak yolcu ve yük almaktadır. Ayrıca Malatya-Adana demiryolu ilçemizden geçer, bu da ilçe ekonomisine olumlu yönde yansımaktadır. İlçemizin bütün köyleri bir kısmı asfalt olarak merkeze bağlanmaktadır.

GÖRÜLECEK YERLER, TABİAT VARLIKLARI VE KALINTILAR

1.İlçe merkezindeki eski tarihi surlar ve kalıntıları.

2.Günedoğru köyündeki maden suyu (içmeler).

3.Doğanşehir afet evleri, çay kenarı tarihi değirmen.

4.Polat kasabası, Damlataş mağarası.

5.Söğüt kasabası, Kesme, Uzun ve Kurt mağaraları.

6.Söğüt kasabası ile Kadılı köyü arasındaki höyük tepesi.

7.Sürgü kasabası, Takas mesire ve eğlence yeri.

8.Erkenek kasabası, Sakaltutan mevkii.

9.Erkenek kasabası, eski elektrik santrali.

10.Sürgü kasabası, Pınarbaşı mevkii ve piknik yeri.

11.Sürgü barajı ve dolu savak bent kısmı.

12.Polat barajı ve Kurtluca mevkii.

13.Söğüt kasabası, Tayyurt mevkii.

14.Yolkoru Köyü, Çankazan mevkii ve pınar gözü mevkii.

15.Suçatı köyü, Meletdere mevkii.

16.Hampınar orman alanı.

17.Sancar mevkii.

18.Söğüt-Elmalı deresi kaynak suları.

19.Doğanşehir, eski elektrik santrali ve yıkık değirmen mevkii.

20.Topraktepe köyü, Kayapınar mevkii ve kaynak suları.

21.Polat kasabası, Kral tepesei.

22.Eski İpek yolu, Söğüt kasabası ile Kadılı köyü arası Gavur damı mevkii.

23.Doğanşehir Oba köyleri, Kurudağ yer altı sarnıcı.

24.Doğanşehir Oba köyleri, Kurudağ mevkiinde Muratlar mağarası.

25.Büyük ve Küçük kozluk mevkii, orman mağaralar



İLÇEYE UZAKLIĞI VE NUFUS DURUMLARI

YERLEŞİM YERİ
UZAKLIĞI
NÜFUSU

01 Merkez

17012

02 Erkenek
35
8200

03 Sürgü
18
5909

04 Polat
15
4195

05 Kurucaova
25
3242

06 Gövdeli
35
2535

07 Söğüt
15
2186

08 Altıntop
5
318

09 Beğre
22
636

10 Çığlık
6
750

11 Çömlekoba
8
266

12 Dedeyazı
20
528

13 Çavuşlu
17
296

14 Elmalı
5
853

15 Eskiköy
20
390

16 Fındık
9
1114

17 Günedoğru
4
807

18 Güroba
9
144

19 Güzelköy
15
190

20 Hudut
8
244

21 Karaterzi
28
593

22 Kadılı
11
476

23 Kelhalil
8
318

24 Koçdere
32
185

25 Küçüklü
25
355

26 Karanlıkdere
43
260

27 Kapıdere
30
745

28 Örencik
35
1082

29 Polatdere
10
273

30 Reşadiye
20
397

31 Suçatı
28
224

32 Savaklı
5
503

33 Şatıroba
6
139

34 Topraktepe
2
709

35 Yolkoru
4
385

36 Yuvalı
20
237


E- EĞİTİM KÜLTÜR:

1-Eğitim Öğretim:

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü kendi binasında hizmetini sürdürmekte olup, 1 Müdür, 2 Şube Müdürü, 2 Şef, 2 Memur 4 Hizmetli ile Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü 1 Müdür, 1 Müdür Yardımcısı, 1 Kadrolu Usta Öğretici ve 1 Hizmetli ile hizmet vermektedir.
1-Okulların Genel Durumu:
4 Genel Lise, 1 Çok Programlı Lise, 1 Kız Meslek Lisesi, 1 İmam Hatip Lisesi olmak üzere toplam 7 lise ve denge okul, 39 İlköğretim Okulu, 16 İlköğretim Okulunun 2. kademesi bulunmakta, 4 İlköğretim Okulu müstakil olup 2. Kademeleri yoktur .Birleştirilmiş sınıf İlköğretim Okulu sayısı 21’ dir .Ayrıca 21 İlköğretim Okulu taşımalı kapsamındadır.
Öğretmen ve Öğrenci Durumu:
İlköğretim ve Lise olmak üzere toplam 375 öğretmen ve 7205 öğrenci mevcuttur.İlçemiz genelinde okuma yazma oranı %96'dır.
İlçemiz Sürgü Kasabasında Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu mevcuttur. İlçemizde basımevi, kitabevi ve sinema bulunmamaktadır. Tiyatro faaliyetleri ise resmi bayramlar ve kutlamalar ile ilgili olarak okullar tarafından yapılmaktadır. Folklora karşı ilçe halkının yatkınlığı vardır. Okullarda folklor çalışmalarına ağırlık verilmekte, çeşitli yörelerin oyunları milli bayramlarda başarı ile sergilenmektedir. Yöre halkının müziğe büyük ilgisi vardır. Özellikle Polat beldemizin kendi adıyla anılan müzik literatüründe Polat ağzı olarak bilinen bir de söyleyiş tarzı vardır. Birisi merkez belediyesine, bir de şahsa ait olmak üzere iki düğün salonu vardır. Endüstri Meslek Lisesi'ne ait bir Kapalı Spor salonu mevcuttur.
Sağlık Meslek Lisesi İlçemizde 1989-1990 Öğretim yılında eğitime açılan Sağlık Meslek Lisesi bünyesinde Tıbbi Sekreterlik Bölümü bulunmaktadır. Okulda 137 öğrenci bulunmakta bu öğrenciler staj için Malatya'daki çeşitli hastane ve sağlık ocaklarına gönderilmektedirler. Okulda 1 Okul Müdürü 1 Müdür Yardımcısı 4 Öğretmen olmak üzere 3 hemşire ,1 memur, geçici görevli 1 hizmetli görev yapmaktadır.


2-Kültür:

İlçemizde Belediye sosyal tesisler iş hanında Doğanşehir Belediyesine 140 m2 Kapalı alanda hizmet veren Halk Kütüphanesi mevcuttur. Kütüphane 1982 yılından beri hizmet vermektedir. Kütüphanede Hizmetler 1 Memur ve 1 Hizmetli ile yürütülmektedir.Yıllık ortalama okuyucu sayısı 30.000 dir. Mevcut kitap sayısı 7.600 olup ilçe nüfus durumuna göre yeterli durumdadır. Ayrıca Polat ve Erkenek kasabalarına bağlı birer kütüphane bulunmaktadır. Polat Kütüphanesi belediye tarafından görevlendirilen personel tarafından çalıştırılmaktadır. Erkenek Halk Kütüphanesi ise geçici olarak görevlendirilen memurla çalışmaktadır.

3-Halk Eğitimi:
Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü 1972 yılında kurulmuş olup, Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde hizmetlerine devam etmektedir. 1 Müdür, 1 Müdür Yardımcısı,1 hizmetli ve 2005 tarihi itabari ile yeteri kadar usta öğreticisi ile Bilgisayar,Halıcılık, Okuma Yazma,Arıcılık,Makine Nakışı,Giyim,Güreş ,Jimnastik,ÖSS ve LGS Hazırlık Kursları ,Halk Oyunları,Yabancı Dil ve Bağlama kursları ile hizmet vermektedir.
4-Sağlık Hizmetleri:
İlçemize bağlı köylerden Dedeyazı ve Karaterzi köyleri Akçadağ ilçesi Ören Sağlık Ocağı'na, Koçdere köyü Yeşilyurt Sağlık Ocağına bağlanmış olup, sağlık hizmetleri belirtilen ocaklar tarafından yürütülmektedir. Altıntop, Çığlık, Çömlekoba, Eskiköy, Günedoğru, Güroba, Kadılı, Polatdere, Suçatı, Şatıroba, Topraktepe, Kelhalil, Yolkoru, Yuvalı köyleri merkez Sağlık Ocağı,Karanlıkdere Erkenek Sağlık Ocağı , Beğre, Kapıdere, Küçüklü, Örencik, Söğüt köyleri ve Gövdeli kasabası Elmalı Sağlık Ocağı , Güzelköy, Hudut, Reşadiye ve Savaklı köylerinin sağlık hizmetleri Sürgü Sağlık Ocağı, Çavuşlu ve Fındık köyleri, Polat Sağlık Ocağına bağlı olup sağlık hizmetleri belirtilen sağlık ocakları tarafından yürütülmektedir. Ancak görev yönünden Sağlık Ocakları Sağlık Grup Başkanlığına karşı sorumlu bulunmaktadır. Sağlık ocaklarında ve sağlık evlerinde 7 Doktor, 10 Sağlık Memuru, 17 Hemşire, 2 Çevre Sağlık Memuru, 27 Ebe,1 laboratuar teknisyeni, 8 Hizmetli, 1 şoför görev yapmaktadır. İlçemize bağlı köylerde 14 sağlık evi bulunmaktadır.
İlçede yeni açılan devlet hastanesi ve Sürgü kasabasına açılan 112 HIZIR Acil Servis İstasyonları 24 saat hizmet vermeye başlamıştır.

F- Ekonomik Durum:

İlçenin ekonomik hayatı genelde tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Nüfusun % 90’ ı tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır.

1-Tarım:
Tarımda temel ürün olarak; şekerpancarı, tütün ve dermeson kurufasulye bahçe ürünlerinden kayısı, elma görülmekte ise de üzüm, armut, buğday, ,nohut ve kiraz da yetişmektedir. Toplam arazi 179.900 hektardır. Bu arazinin %18. lik kısmı yaklaşık 23.383 hektar arazi ekilebilir durumdadır. Bilinçli budama ve toprak işlemesinin çiftçiye öğretilmesi ve don olayına karşı yeni tedbirlerin uygulanabilmesi tarımda verimi artıracaktır.

2-Hayvancılık:

İlçemizde hayvancılık genel olarak göçer hayvancılık şeklinde olup, modern ahır ve besicilikte yapılmaktadır.
3-Sanayi :
İlçede sanayi faaliyetler yoğun olmayıp, bir adet 26 işçi kapasiteli branda fabrikası mevcuttur. Ayrıca 25 işçi kapasiteli döşeme keçesi ve izocam üretmek üzere kuruluş aşamasında olan bir fabrika daha vardır. 20 civarında oto tamircisi, kaynakçı ve oto boyacısı bulunmaktadır. İlçe ihtiyacına cevap verebilecek düzeyde ağaç ve demir doğrama atölyeleri bulunmaktadır.

4-Ticaret: İlçede ticaret taşra seviyesine göre normal sergilenmektedir. Sürgü ve Erkenek kasabaları içinden geçen Malatya-Adana karayolu bu yerleşim birimlerine ekonomik yönden canlılık getirmektedir.

Bölgede yetişen ürünler ve üretilen hayvansal gıdalar yol güzergahında üreticiler tarafından pazarlanmaktadır. Sürgü Takas mevkii bölge açısından cazip bir mesire yeridir. Bu beldemizde alabalık üretimi yetiştirme ve satışı yaygındır. Bu amaçla kurulmuş bir kooperatif ve 15 adet özel işletme mevcuttur.

5-Kooperatifler:

Dedeyazı, Karaterzi, Eskiköy, Elmalı, Fındık, Kapıdere, Çığlık ve Kelhalil köyleri kalkındırma, Reşadiye köyü pazarlama ve tüketim, Söğüt köyü orman kalkındırma kooperatifi olmak üzere 10 kooperatif mevcuttur. İlçe merkezi, Sürgü, Polat kasabalarında Tarım Kredi Kooperatifleri mevcuttur. Bu kooperatifler çiftçilerimize gübre kredili tarım aletleri yem gibi alanlarda yardımcı olmaktadır.

Diğer kooperatifler ise ilçe merkezinde S.S. Çağrı Kooperatifi, Sürgü kasabasında bulunan alabalık ve su ürünleri kooperatifi mevcuttur.